NEDEN İLETİŞİM KURARIZ?
Sosyal yapı içerisinde iletişime
ihtiyaç göstermeyen hiç bir iş yoktur. Çünkü iletişim insanların birbirlerini
anlaması için bir köprüdür.
İnsan ister tek başına yaşasın ister
toplum içinde, iletişim kurarak amacına ulaşır. İnsanda iletişim kurma ihtiyacı
çevreyi etkilemek isteğinden kaynaklanır. İletişim ister bilgi yaymak, ister
eğitmek, ister eğlendirmek yada yalnızca anlatmak için olsun, amaç her zaman
bilgi verme ve karşısındakini etkilemektir.
İletişim üzerine yapılan çalışmalar,
iletişimin üç temel özelliği olduğunu göstermektedir.
İletişim etkinliğinin insanları gerektirmesi; İletişim ancak insanların birbirini
anlama ihtiyaçları sayesinde kurulabilir.
İletişim paylaşmayı gerekli kılar; İletişimde gönderici ve alıcı mesajın ortak bir anlamı
üzerinde anlaşmalıdır.
İletişim semboliktir; Jestler, mimikler, sesler, harfler, rakamlar, ve sözcüklerdir.
İletişim Sürecinin Unsurları
İletişim süreci üç temel şamada
ortaya çıkar (Üç temel unsuru vardır).
Kaynak ( veya gönderici )
Mesaj
Hedef ( veya alıcı )
Temel İletişim Süreci Şeması
Kaynak : İletişimin başlatıcısı, mesajı
(bilgiyi-iletiyi) gönderendir.
Mesaj : Göndericinin (Kaynak) iletmek
istediği bilgidir.
Mesajın
iyi algılanması için şu unsurları taşıması gerekir:
-
Açık
ve anlaşılır olmalı
-
Düzgün
bir ifade olmalı
-
Bilgiyi
tam taşımalı
-
Doğru
zamanda iletilmeli
Kod : Bilginin, düşüncenin,
duygunun iletime uygun, ilgi çekici, alıma hazır hale getirilmesine “kodlama”
denir.
Kodlama basit bir el
hareketinden karışık bir formüle kadar geniş yelpaze içerisindedir.
Alıcının (hedef) mesajı
yorumlayarak, anlamlı bir şekilde algılamasına “kod çözme” denir.
Kanal : Mesajı taşıyan
herhangi bir fiziksel araçtır. Yani mesajın göndericiden alıcıya iletildiği
yoldur.
Kısaca örneklersek;
Fiziksel : Ses, Beden
Teknik : Telefon, Internet
Toplumsal : Gazeteler, Okullar
İşletmelerde : Yazışmalar, toplantılar, seminerler, şikayet
kutuları
Gayri
resmi : Dedikodular, söylentiler
Alıcı : Mesajı alan,
mesaj doğrultusunda etkilenen harekete geçen kişi.
Filtre : Mesajı alan
alıcının mesajı yorumlaması anlamlı hale getirmesi değerlendirmesidir. Buna
algılama denir.
Algılamayı etkileyen
faktörler bulunur bunlar:
İçsel Faktörler : Kişilik,
ihtiyaç, amaç, inanç, arzu ve istek.
Dışsal Faktörler : Yoğunluk, sıklık, tekrarlama, yenilik.
Geri Bildirim
(Feed-Back) :
İletişim sürecinin sonudur. Alıcının kaynağa verdiği yanıttır.
Geri
bildirim “olumlu” ve olumsuz” diye ikiye ayrılır. Olumlu geribildirim mesajın doğru
algılanıp verilen mesaj doğrultusunda mesajı alanın hareket etmesi. Olumsuz
geribildirim mesajın doğru algılanmayıp hedefin tepki vermemesi veya istenilen
tepkiyi vermemesidir.
Yapılan
iletişimlerde geri bildirim yoksa iletişim tek yönlüdür. Eğer geri bildirim
varsa iletişim çift yönlüdür.
DİAA
Hangi dönemde ve ortamda olursa
olsun, organize olmanın ve işleri yoluna koymanın en önemli unsurlarından biri,
etkin iletişimi sağlayabilme yeteneğidir. Etkili iletişim bir zaman yönetimi
unsurudur. İletişim yeterli derecede açık olursa iletmek istenilen mesaj etkin
biçimde alıcıya ulaşır. Etkin iletişim DİAA formülü ile ifade edilir.
Dikkatleri Kazanın : Örneğin çok
ilginç bir söz veya veya anekdotlarla konuşmaya başlayın.
İlgi Çekin :
Dinleyicilere konunuzun neden önemli olduğunu anlatın.
Arzu Yaratın :
Görüşlerinizin onlar için yararlı olacağını belirtin
Anlaşma Sağlayın : Dinleyicilere
tezinizin onlar için yararlı olduğunu kabul ettirmeye çalışın.
İletişim Yöntemleri
Sözlü İletişim
Sözlü iletişim, konuşma dili olarakta
adlandırılır. Yüzyüze görüşmeler, toplantılardaki konuşmalar, brifingler, halka
hitaplar, telefon ile yapılan görüşmeler, konferanslar sözlü iletişimlerdir.
Sözlü iletişimler yüz yüze olabileceği gibi radyo, televizyon ve telefonlada
olabilir.
Dil ile iletişimde, kişilerin ne
söyledikleri, Dil ötesi iletişimde ise nasıl söyledikleri önemlidir.
Yapılan araştırmalarda insanların
birbirine ne söylediklerinden çok nasıl söylediklerine dikkat ettiklerini
göstermektedir. Mesajın doğru iletilmesi seçilen kelimelere bağlıdır. Ancak
algılanması önemli ölçüde dil ötesine bağlıdır.
Sözlü İletişimin Avantajları :
-
Verilen
haberin anlaşılma derecesi denetlenebilir.
-
Soru
sorulabilir.
-
Verilen
cevaplar kontrol edilebilir.
-
Anlaşılmayan
konulara açıklık getirilebilir.
-
Eş
zamanlı olarak geri bildirimde bulunulabilir.
Sözlü İletişimin Dezavantajları:
-
Söylenen
kelimenin yazıyla ifade edilen bir kelimeye oranla yanlış anlaşılma ihtimali
daha yüksektir.
-
Planlar,
politikalar ve stratejilerle ilgili kalıcı ve uzun süreli iletişimler için
uygun bir iletişim yöntemi değildir.
-
Alınan
sözlü mesaj, zamanla ya tamamen yada kısmen unutulur veya değişikliğe uğrar.
Sözsüz İletişim
Beden dili olarakta adlandırılan
sözsüz anlatımlar, insanlığın tarihi ile başlar. Yapılan araştırmalarda
kişilerin karşılıklı konuşmalarda mesajın %35’inin sesli, %65’inin ise sessiz
kanallarla iletildiğini göstermiştir.
Sözsüz iletişim, iletişimin en temel
türlerinden biridir. İletişimin birincil aracı dildir. Fakat mesajın
gönderilmesinde ve alınmasında katkı sağlayan başka faktörlerde vardır. Sözsüz
iletişim veya vücut dili yoluyla elbiseler, mekan kullanımı, jest ve mimikler,
göz hareketleri ve göz teması mesaj iletiminde yardımcı olur.
Sözsüz iletişim beş temel fonksiyona sahiptir:
-
Mimik
ve jestlerle mesajı pekiştirmek
-
Jestlerle
kafayı olumsuz anlamda sallayarak yalanlama
veya aksini iddia etmek
-
Sözlü
mesajın yerine geçebilecek bir davranışta bulunma
-
Gözlerle
mesaj iletme
-
Mesajın
anlamını tamamlama ve mesajı vurgulama
İnsanlar genelde üç şekilde sözsüz iletişim kurarlar;
Mekan Kullanımı
; Daha üst düzeyde olanların kullandıkları mekanlar, statü ve otorite
durumlarını gösterecek şkilde dizayn edilir.
Beden dilini oluşturma; Konuştuğumuz sırada birinden uzaklığımız, beden dili ile
iletilmiş bir mesajdır.
Dil yolu ile betimleme; Betimlemede mesajın asıl anlamının yanında, yan
anlamlarının da üzerinde durulur.
Yazılı İletişim
Yazılı iletişim bireyler ve gruplar
arasındaki iletişimden çok örgütsel iletişimde büyük bir öneme sahiptir. İşletmeler
de, firmalar da, kurumlarda diğerleriyle birlikte yazılı iletişim oldukça fazla
kullanılmaktadır. Örgütsel iletişimde yazının önemi her geçen gün artmaktadır. Örgütsel
iletişimlerde yazının öneminin
artmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Bilgi alanında artan uzmanlaşma
- Faaliyetlerin her aşamasında araştırmalara faaliyetlerinin artan önemi
- Örgütsel yapılarda yaşanan büyük ölçekli gelişmeler
- Yönetimin profesyonel olarak bir uğraş alanı olarak gelişmesi
- Ekonomik yapı içerisinde bilgiye duyulan ihtiyacın artması
İletişim Şekilleri
Kişinin Kendisi İle iletişimi
Bu iletişim çeşidine “İçsel İletişim”
de denir. Kişinin kendi kendini motive etmesi, ihtiyaçları için bir yol
bulması, kendi kendini sorgulaması içsel iletişimdir.
Yemek ve içmek insanın biyolojisi
için ne anlama geliyorsa, içsel iletişimde insan psikolojisi için aynı anlama
gelir. İnsan iletişim kurma ihtiyacını başkaları ile karşılayamadığı zaman,
kendi kendine iletişim kurarak bu ihtiyacını karşılamaya çalışır.
Kişiler
Arası İletişim
Kişiler arası iletişim iki yada daha
fazla kişi arasındaki meydana gelen mesaj alış verişidir.
Bir iletişim etkinliğinin kişiler
arası iletişim sayılabilmesi için üç faktörün bulunması gerekir:
- Kişiler arası iletişime katılanlar, belli bir yakınlık içinde yüz yüze ilişki halinde olmalıdır.
- Katılımcılar arasında tek yönlü değil, karşılıklı mesaj alışverişi yani çift yönlü olmalıdır.
- Söz konusu mesajlar, sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır.
Kişiler arası iletişimde kelimelerin, ses tonunun ve beden
dilinin bıraktığı etkiler farklılık gösterir.
Yüz yüze iletişimlerde ne söylediğiniz değil, nasıl
söylediğiniz önemlidir. Yapılan araştırmalar yüz yüze iletişimlerde;
Kelimeler %7
Ses Tonu %38
Beden Dili %55
etkili olduğunu göstermiştir.
Telefonla iletişimde de ne söylediğiniz değil, nasıl
söylediğiniz önemlidir. Yapılan araştırmalar telefonla iletişimde;
Kelimeler %18
Ses Tonu %82
etkili olduğunu göstermiştir.
Grup İletişimi
Bir grup içerisinde oluşan
iletişimdir. Grup içerisinde her üye birbirine bağımlı durumdadır. Yani grup
içerisindeki kişiler aynı amaç, aynı fayda için oradadır. Grup iletişiminde
başarılı olabilmek için bazı becerilerin olması gerekir. Grup içerisinde ki
uyumluluk iletişimle olur. Grup içerisinde grubu yönlendirenler vardır. Bu
kişiler merkezdedir, grubun doğru hareket etmesini bir arada kalmasını
sağlarlar.
Örgütsel
İletişim
Oluşturulmuş bir örgüt yapısı
içerisinde (Firmalar, İşletmeler, Kurumlar) yapılan iletişimlerdir. Örgütsel
iletişim, örgüt içerisinde gündelik faaliyetlerin yürütülmesini sağlamak ve
amaçları gerçekleştirmek için örgüt içi ve örgüt dışı ile yapılan bilgi ve
düşünce alışverişidir.
Kitle
İletişimi
Kitle iletişimi diğer adı ile
toplumsal iletişim, toplumu bilgilendirmek, bir kurumu ve ya kişiyi övmek,
suçlamak savunmak amacı ile kurulurlar. Kitle iletişimi yaşamın temel özelliği
olan sosyalleşmenin bir sonucudur.
İletişimde Kullanılan
Farklı Medyaların Veri İşleme Kapasitesi ve Bilgi Taşıma Düzeyi
ÖRNEK:
Yükselen işletmesinin müdürü Ahmet
Bey, tüm çalışanlara “Önümüzdeki ay işletmemizde denetim yapılacaktır, herkes
kolları sıvasın.” Şeklinde elektronik posta (e-mail) göndermiştir.
Bu iletişimin öğeleri nelerdir?
Kaynak
(Verici) : Ahmet Bey
Hedef
(Alıcı) : Tüm
Çalışanlar
Mesaj (Bilgi, haber) : Denetimin yapılacağı
Kanal
(Araç) :
İnternet
Kod :
Herkes kolları sıvasın
Filtre
(algı) :
Herkes denetime hazırlansın
Geri
bildirim :
Herkesin sıkı bir şekilde denetime hazırlanması
Eğer bütün çalışanlar denetim için
işlerinde hazırlığa başlamamışlarsa,iletişim amacına ulaşmamış olur.
UYGULAMA:
Mehmet rahatsızlığı nedeniyle cuma
günü okula gidememişti. Fen bilgisi öğretmeni, Pazartesi günü sınav yapacağını
açıkladı. Bunun üzerine Zeynep, Mehmet’e telefon ile bir mesaj gönderdi:
“Mehmet, fen bilgisi öğretmeni Pazartesi günü sınav yapacak, sorular da kılçık
olacak bilgin olsun.”
Mehmet aldığı mesajdan sonra
soruların zor olacağını anladığı için sıkı bir şekilde fen bilgisi dersine
çalıştı.
Yukarıdaki örnek olayı dayanarak
aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1.
Örnekte
KAYNAK (Verici) kimdir?
2.
Örnekte
HEDEF (Alıcı) kimdir?
3.
Örnekte
MESAJ (Bilgi, Haber) nedir?
4.
Örnekte
KANAL (Araç) nedir?
5.
Örnekte
KOD nedir?
6.
Örnekte
FİLTRELEME (Algı) nedir?
7.
Örnekte
Geri bildirim (Feedback-Dönüt) nedir?
8. İletişim amacına ulaşmış mıdır?
İletişimin Engelleri
Her zaman etkin ve başarılı bir
iletişim kurulamayabilir. İletişimi engelleyen birçok faktör vardır. Etkin bir iletişim,
iletişime engel olan faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olur.
İletişimin engellerinden bazıları şunlardır:
- Algılama farklılıkları
- Dildeki farklılıklar
- Gürültü engeli
- Duygusal faktörler
- Sözlerle mimikler arasındaki uyumsuzluk
- Güvensizlik
- Alıcının duygu dünyasını ayarlayamamak
- Yetersiz bilgi
- Eksik pekiştirme
- Karmaşık ve aşırı teknik dil
- Yüz yüze iletişim olanağı bulamamak
- İletişimde farklı ve yetersiz kanal kullanmak
Yukarıda saydığımız bu engelleri uygun araç ve yöntemlerle ortadan kaldırılması etkin iletişim olanağı sağlar.
İŞ HAYATINDA İLİŞKİLER
Amaç : İş yaşamındaki kuralları
kullanarak kurum politikasına uygun etkili ilişkiler kurmak.
1.İŞLETMENİN
YAPISI
1.1.İŞLETMİENİN
TANIMI
İşletme, bilgi, fikir, teşebbüs,
emek, para, makine, malzeme gibi iş unsurlarından hepsinin veya bir kaçının bir
araya getirilerek, planlı olarak kurulmuş bir düzen içinde bir üretim veya
hizmetin elde edildiği sistemlerdir.
İşletmeler dinamik bir varlık
olarak gözükürler, ama işletme içerisindeki en önemli unsur çalışanlardır.
İşletme içerisindeki çalışanların durumu işletmeyi olumlu veya olumsuz olarak
etkilemektedir. Çalışanlar işletmenin hayatlarında oldukça önem taşıması
nedeniyle şu soruların cevabını bilmek isterler:
-
İşletmenin temsil ettiği temen inançlar
nelerdir? (Değerler)
-
İşletme bu gün ne durumdadır ne duruma gelmeye
çalışmaktadır? (Amaç)
-
İşletme nasıl bir bağlılık taşımaktadır ve
nereye doğru gitmektedir? (Hedefler)
1.2.İŞLETMENİN
ORGANİZASYONU
Organizasyon “organ” ‘dan
gelmektedir. İşletmelerde organ, onu amaçlarına götürmek için oluşturulmuş bir
kısım ve bölümlerdir. Organizasyon ise işletmeyi amaçlarına götürmek için
birbirleriy uyumlu ve ahenkli bir şekilde çalışabilen bu bölümlerin
oluşturulmasıdır. Organizasyonların en önemli unsurları ise çalışanlardır.
Çalışanların beklentilerini önemseyerek organizasyonun işleyişini sağlamak
gerekir. Çalışanların bu beklentileri alacakları ücret yani maddiyatın ötesinde
saygınlıktır. Saygı gösteren bir çalışanla horlanan ve tepeden bakılan bir
çalışanın vreceği verim ve hizmette farklılıklar olacaktır. Çalışana değer
vermek motive edici olacaktır.
Bir firmada organizasyon yani
örgütsel bir yönetim varsa, yüksek motivasyondan bahsedilebilir.
Çalışanlar açısından
bakıldığında;
Yüksek motivasyonda;
-
Tüm çalışanlarda gülümseyen bakışlar,
-
Diğer çalışanlara yardımcı olma,
-
Sorumluluk alma ve paylaşma,
-
Çalışanlar arasında sağlıklı iletişim,
-
Katılım ve işbirliği,
-
Problem çözümünde işbirliği,
-
Birbirlerine pozitif yaklaşma ve destek olma,
-
Olumlu bakış açısı,
-
Sevgi ve saygı,
-
İşe adapte olma ve başarıyı paylaşma,
-
İşe isteyerek gitme
Düşük motivasyaonda;
-
Asıl suratlar
-
Birbirlerini engelleme
-
İşten kaçma birbirlerine sorumluluk atma
-
Hiyararşi, gerginlik, yapay iletişim
-
Yardımdan kaçınma
-
Gereksiz problemler yaratma
-
Her konunun olumsuz yönlerini görme
-
Nedensiz çatışmalar
-
Mesai bitsede gitsek düşüncesi
-
İşe gelirken isteksizlik
1.3.İŞLETMENİN
YÖNETİMİ
İşletme yönetiminde bahsedebilmek
için ilk önce yönetim ve yöneticiliği anlamamız gerekir.
Yönetim, işletme
amaçlarının etkili ve verimli olarak gerçekleştirilmesi amacıyla yapılan
faaliyetlerin tümüdür.
Günümüzde
özellikle özel işletmeler, artık tek kişi tarafından kurulan ve işletilen bir ekonomik
model olmayı çoktan aşmış ve çok kişi tarafından kurulan, işletilen ve
yönetilen yapılar olarak gelişmektedir.
Yöneticilik, belirlenen
amaçlar doğrulusunda gücünü yetkiden alan başkalarına iş yaptırma sanatıdır.
İyi bir yönetici, bulunduğu
ortamdan ve çalışanlarından en ideal verimi alabilme başarısı gösterebilen
kişidir.
Yönetimin Özellikleri:
-
Yönetimde ulaşılması düşünülen belli bir amaç
vardır.
-
Yönetim bir grup faaliyetidir.
-
Yönetimin beşeri özelliği vardır.
-
Yönetim bir işbirliği ve uzmanlaşma
faaliyetidir.
-
Yönetim bir yetki faaliyetidir.
-
Yönetim bir karar verme sürecidir.
Yönetimin Fonksiyonları
Temel Fonksiyonlar
Ø
Planlama
Ø
Organizasyon (Örgütleme)
Ø
Yöneltme (Emir-Komuta)
Ø
Koordinasyon
Ø
Denetim
Destekleyici Fonksiyonlar
Ø İletişim
Ø Bütçe
Ø Karar
Verme
1.3.1.İŞLETMELERDE
DENETİM (KONTROL)
Kontrol, planlama, organizasyon,
yöneltme görevlerinin nasıl ve hangi ölçülerde başırıldığının belirlenmesi,
gerektiğinde düzeltici önlemlerin alınmasıdır. Bir iletişim sürecinde geri
bildirim ne derecede önemli ise, üretim sürecinde de denetim yani kontrol o
derece önemlidir. Hatta en önemli unsurdur.
Denetim birbirini izleyen dört
aşamadan oluşur;
·
Denetimde standartların belirlenmesi
·
Gerçekleşen durumun ölçülmesi
·
Gerçekleşen durum ile hedeflenen durumun
karşılaştırılması
·
Farklılıkların (sapmaların) nedenlerinin
belirlenerek düzeltici önlemlerin alınması
Denetim
Çeşitleri
İşletmelerde kullanılan dört
çeşit denetim vardır.
Önleyici Denetim : İşletmeyi olumsuz yönde etkileyen faktörlerin
hangi şartlarda ne zaman, nerede meydana gelebileceğini tahmin etme ve bunlara
karşı tedbir almaktır.
Düzenleyici Denetim : Belirli bir dönem sonunda, belirli
standartlardan ne kadar sapıldığını araştırarak ve sapmalar belirli bir sınırı
aşmışsa gelecek dönem için gerekli düzeltmeleri yapmaktır.
Bütçe Denetimi : Belli bir dönem sonunda elde edilen sonuçlar, daha
önce tespit edilmiş rakamlarla karşılaştırılır ve böylece bütçe denetimi
gerçekleştirilir.
Proje Denetimi : Uygulamaların belirlenen süre ve fiyat lçülerine
göre gerçekleştirilmekte olup olmadığını gösteren bir denetim türüdür.
Denetimlerde dikkat edilmesi
gereken husus, denetimin çalışanlar üzerinde sürekli bir baskı haline
getirilmemesidir.
2. İÇ
İLİŞKİLER
Çalışanlar personel,
çalıştıranlarsa işveren ve yöneticilerdir. İç ilişkiler kişiler arasında yada
kişilerle gruplar arasında gerçekleşir. Bir işletmenin hedeflenen başarıya
ulaşabilmesi, astların ve üstlerin birbirleriy olumlu ilişkilerine bağlıdır.
2.1. LİDERLİK
Liderlik örgütlenmiş bir grubu
belli bir amacı yerine getirmek amacıyla insan davranışlarını etkileme
faaliyetidir.
Aslında bir kişiye belli bir işi
yaptırmak o kadar da zor değildir. Para ödülü verilerek veya iyi bir sicil
vadederek iş yaptırılabilir. Eğer bunlar bir işe yaramazsa ceza, makam düşürme,
işten kovulmayla tehdit etme gibi yöntemler de kullanılabilir. Bir çok yönetici
zaten bunları yapmaktadır. Önemli olan bir kişiye bir işi isteyerek
yaptırmaktır. Bu açıdan bakıldığında liderlik, yapılması gerektiğine inanılan
bir şeyi başkasına istekle yaptırabilme sanatıdır.
Liderlik
Kriterleri :
-
Belli bir amacın olması
-
Belli bir grup insanın olması
-
Bu grubu yönlendirecek bir liderin olması
Yapılan bir
araştırmalarda bir liderde bulunması gereken ve çoğunluk tarafından istenen
özellikler:
Dürüst, doğru söyleyen,
güvenilir, karekterli, inaçlı
Rekabetçi, yetenekli, üretken
Teşvik edici, kararlı,
yönlendirici
Uygulamada çok değişik özellikler
taşıyan lider tiplerine rastlanır. Bu tipler yönetim anlayış ve felsefesine
bağlı olarak ortaya çıkar. Bu lider tipleri şunlardır:
Otokratik Lider
Çalışanlar üzerinde baskı ve katı
denetim uygulayarak üretim amacı taşıyan liderlerdir. Otokratik liderler grup
üyelerini yönetim dışında tutarlar. Yönetim yetkisi tamamıyla liderde
bulunmaktadır. Amaçlar, politikalar ve planlar belirlenirken grup üyelerine söz
hakkı vermezler. Bu liderler, astlarını etkilemek için emir verme, hatalarını
eleştirme gibi taktikler kullanırlar çünkü onların dış unsurlarla motive
olduklarını düşünürler.Bu lider tipinin önemli sakıncaları, liderin aşırı
bencil davranması, grup üyelerine söz hakkı vermeyerek onların iş yapma
arzusunu kaybettirmesi ve tatminsizlik yaşatması, yaratıcılığı azaltmasıdır.
Demokratik (
Katılımcı) Lider
Kişiye önem verilmesini savunan
lider tipidir. Demokratik -katılımcı- liderler yönetim yetkisini grup
üyeleriyle paylaşma eğilimi gösterirler. Amaçlar, politikalar belirlenirken, iş
bölümü yapılırken hep grup üyelerinin fikirlerini dikkate almaya çalışır. Bu
liderler daha az kontrol etme taktikleri kullanırlar. Kişilerin iç unsurlar ile
motive olduklarına inandıklarından başarılı işleri takdir etme davranışı
gösterirler. Bu liderlik tarzının en önemli sakıncası karar sisteminden
kaynaklanan zaman kaybıdır. Acil durumlarda bu tarz liderler başarılı
olamamaktadır.
Liberal (Tam
Serbestlik Tanıyan) Lider
Özgürlüğü savunan
lider tipidir. Yönetim yetkisini pek kullanmazlar. Grup üyelerini kendi
hallerine bırakır; amaçları, politikaları kendilerinin yapmalarına imkan
tanırlar. Bu liderliğin yararları; her üyenin bireysel eğilim ve yaratıcılığını
harekete geçirmesi, üyelerin serbestçe en uygun kararları alabilmesine imkan
vermesidir. Ancak bunun yanında tam serbestlik tanıyan liderlik liderin
otoritesini kullanmasını ortadan kaldırmakta, bu nedenle de grubu ortak bir
amaçta toplama ve belli hedeflere yöneltme durumundan yoksun bırakmaktadır,
grup içinde anarşi ortaya çıkabilmektedir.
Hümanist
(Kişiye Önem Veren) Lider
İnsana aşırı önem
veren lider tipidir. Bu liderler insan ilişkilerine eğilimlidirler. Grup
üyeleriyle iyi ilişkiler kurarlar, grup içi güvene, saygıya ve sevgiye önem
verirler. Bu lider tipleri bazen üretimi ikinci plana itebilirler.
Tatlı Sert Lider
İnsana ve üretime
eşit şekilde önem veren ve birazda orta yolu benimsemiş lider tipidir.
2.2 YETKİ
Yetki,
başkalarına iş yaptırma gücü, işin yapılmasını başkalarından isteme hakkıdır.
Bu durumda yetkili kılanan kişi, emir verme, başkalarının davranışlarını
yönlendirme hakkına sahipdir.
Yetki
kavramında üç özellik ortaya
çıkmaktadır:
1. Yetki
haktır.
2. Yetkili
kişi hakkın kullanılması ile dolaysız olarak kendi davranışları üzerinde,
dolaylı olarakta başkalarının davranışları üzerinde söz sahibidir.
3. Çalışanlara
istediği davranışları yaptırabilmesi için yetkili kişinin ödüllendirme ve
cezalandırma gücü vardır.
Yetki ile görevi
karıştırmamak gerekir. Görev çalışanların yapmak zorunda olduğu işlerdir. Yetki
ise çalışanlardan görevle ilgili işi yapılmasını isteme hakkıdır. Örneğin;
öğretmenin derslere girmesi onun görevidir, okul müdürünün öğretmenden derse
girmesini istemesi müdürün yetkisidir.
2.3. DİSİPLİN
Hayatın her
döneminde ve özellikle iş hayatında maddi kayıplar ve zararlar kolayca
giderildiği halde insan davranışlarında ortaya çıkan zarar ve kayıpları
gidermek zor iştir. Örneğin bozulan bir makineyi tamir ettirebilir, bakımı
yaptırılabilir ve tekrar çalışır hale geirebiliriz. Ancak düzeni bozan, işyeri
kurallarına uymayani işe geç gelen devamsızlık yapan kişiyi bu davranışlarından
vazgeçirmek uygun davranış ve alışkanlık kazandırmak oldukça zordur.
Disiplin,
personelin inanarak ve arzu ederek işyeri kurallarına ve düzenine uygun
davranış göstermesini sağlayan güçtür. Burada en önemli husus personelin
inanarak ve isteyerek kurallara uymasıdır. Yöneticiler, etrafına güç göstererek
tehdit ederek belki kısa süre için başarı gösterebilirler fakat belli bir süre
sonra personelde kırgınlık ve kin yaratacaktır. Buda başarısızlık, iş kaybı ve
personel kaybını getirecektir.
2.4. YETKİ
DEVRİ
Yetki devri, üst
yönetimin belli bir yetkiyi alt basamaklara devretmesidir. İşletmede başarı
sağlamak, yetki ve sorumrulukların açık bir şekilde belirlenmesi ve gerektiğinde
yetkinin planlı bir şekilde alt kademelere devredilmesi ile yakından ilgilidir.
Bir kuruluşta
başarılı insan ilişkilerinin gelişebilmesi için yetki devrinde şu kurallara
uyulması gerekir:
-
Devredilen yetki, işin yapılması için uygun
olmalıdır. Sınırlı yetki işin başarılmasını engeller.
-
Devredilen yetkinin kötüye kullanılmaması için
yetki güvenilir, yetenekli, başarılı olanlara verilir.
-
Devredilen yetkilerin sınırları belirlenerek
başkalarının yetkilerine müdahale önlenir.
-
Devredilen yetki, ile birlikte kişiye
sorumlulukta yüklenmelidir. Ancak sorumluluk yetki ile denk olmalıdır.
-
Devredilen yetki kişinin makamına uygun
olmalıdır.
-
Üst düzey yönetici yetkileri alt kademelere
aktarırken makam atlamamalıdır. Bir alt
makama onun üstü olan makamdan daha fazla yetki devretmemelidir.
2.5.
ÇALIŞANLARIN EĞİTİMİ
İnsan yaptığı şey
ne olursa olsun, öğrenmeyi sürdürürse kendisini geliştirebilir.İşletmelerde de
aynı durum geçerlidir. Bir işte uzmanlaştığına inanarak konu ile ilgili
herşeyin öğrenildiği sanılıp mücadele bırakıldığı takdirde rakipler sizin
önünüze geçecektir. Başarı için doğru zamanda, doğru yerde, doğru bilgi ve
beceriye sahip insanların bulunması gerekir. Bu ise eğitimle kazandırılabilir.
Herşeyden önce
işe adam alırken öğrenmeye doymayan insanlar alınıp istihdam edilmelidir.
Eğitimli yöneticiler ve elemanlar eğitim görmemiş rakiplerini kolayca
geçmektedirler.
Çalışanların
Eğitimi Şu Şekilde Gerçekleştrilebilir:
ü Personel
giderleri karşılanarak çalışanlar kursa gönderilebilir.
ü Kütüphane
kurarak, kitapla ve video kaset ve cd leri ile doldurulabilir.
ü Teknoli
eğitimlerine göndererek işi daha ucuza ve daha kaliteli yapmalarında
teknolojiden yararlanabilir.
ü İnsanlara
görev vererek ve projeler hazırlatarak daha fazla sorumluluk testinden
geçirilebilir.
ü İnsanlar,
kendilerine daha fazla iş vererek, müşteri ve bayi ziyaretleri yaptırarak yada
işyerleride görev değişiklikleri yaparak daha büyük görevlere hazırlanabilir.
2.6. TEŞVİK
TEDBİRLERİ
Çalışanların işe
teşvik edilmeleri için ödüllendirilmeleri ve gerektiği zaman disiplin
kurallarının işletilmesi onları verimli çalışmaya itecektir. Başarılı olanların
ödüllendirilmesi ve bununla birlikte tüm çalışanların ödüllendirilmesi
kendilerinin önemli olduğu hissi vermek adına gereklidir.
Başarılı olanlara
verilecek ödülleri şu şekilde sıralayabiliriz:
ü Teşekkür,
takdir, ve başarı belgesi vermek.
ü Para
ikramiyesi vermek, ücretine zam yapmak, kardan pay vermek.
ü Masrafları
işyerinden karşılanmak üzere tatile göndermek.
ü Terfi
ettirmek, başarılı yöneticileri ortak etmek.
ü Başarısı
hakkında konuşmasını sağlamak, fikirlerine ve görüşlerine değer vermek.
ü İş
yerinde çıkan yayınlarda ilan etme (gazete, dergi gibi).
Burada dikkat
edilmesi gereken en önemli husus gerçek anlamda başarılı olanların
ödüllendirilmesidir. Hak etmeyen personeli ödüllendirmek teşvik tedbiri
olmayacağı gibi iş yerindeki olumlu ilişkileri de zedeler.
3.ÇALIŞANLARIN
BİRBİRLERİ İLE İLİŞKİLERİ
Bir işyerinde
çalışanların birbirleriyle olan olumlu
ilişkileri iş yerinin başarısını etkileyen önemli unsurlardandır. Huzurlu bir
ortamda çalışanlar işlerinde beklenen başarıyı gösterebilecekleri için
kaynaklarda daha etkin kulanılacak, kalite ve üretim miktarı artacaktır,
dolasıylada karda artacaktır. İşletme içerisinde ast üst ve çalışanlar arasında
çeşitli ilişkiler mencuttur. Bu ilişkileri birlikte inceleyelim.
3.1.DAYANIŞMA
İnsanların, bir
amcı gerçekleştirmek için karşılıklı olarak yardımlaşma, duygu, düşünce ve
çıkar birliği içinde olmalarına Dayanışma denir. Yapılan araştırmalar,
rekabet yerine iş birliği tercih eden grupların daha başarılı oldukları ve ve
yaptıkları işten daha haz aldıklarını ortaya koymuştur.
Günümüzde çağdaş
işletmelerin üzerinde çok sık durduğu bir terim, Takım Ruhu’dur. Bazen buna takım çalışması, grup dinamiği, ekip
ruhu, kurumdaşlık gibi isimlerde verilmektedir. İsmi ne olursa olsun hepsinin
tek amacı; işletmelerin bir bütün olarak çalışması ve bu bütünlüğü olşturmak
için etkili iletişim ve paylaşımdır.
Dayanışmaya en uygun
örnek doğada göçmen kuşların V şeklinde uçmalırıdır. Doğa bilimciler V şeklinde
uçmanın normal uçuşa göre %71 daha uzun mesafe uçabilmeye olanak sağladınığı
belirtmişlerdir.
3.2.DAVRANIŞ
TAHMİNİ
Davranış tahmini,
kimin, nezaman, nasıl davranacağını önceden az veya çok kestirebilmek ve
doğruya çok yakın bilebilmektir. Davranış tahmini güçlü olan bir insan,
tanıdığı bir kişinin düsüncelerini ve muhtemel davranışlarını önceden
rahatlıkla tahmin edebilir. Karşımızdaki insanın ne zaman nasıl davranacağını
tahmin etmek için o insanı iyi tanımamız gerekir. Hepimiz bir olay karşısında
anne ve babalarımızın, kardeşlerimizin veya yakın arkadaşlarımızın nasıl
davranacağını az çok tahmin edebiliriz.
İş hayatında da
çalışanlar, davranış tahmini ile iş yaşamlarını kolaylaştırabilir gereksiz
sürtüşme ve sorunlardan kurtulabilir huzurlu bir çalışma ortamı yaratabilirler.
Profesyonel yönetimin olduğu işyerlerinde çalışanlar izin konusunda, ücret
konusunda, disiplin kuaralları konusunda amirlerinin nasıl davranacaklarını çok
iyi tahmin ederler. Amirlerde beraber çalıştıkları personelin emirler,
komutalar konusunda, kuarallara bağlılık konusunda nekadar duyarlı, titiz
olduklarını ve nasıl davranacaklarını tahmin ederler. Bu tahminlerin
yapılabilmesi için kişilerin birbirlerini tanıması, bilgi edinmesi
gerekmektedir. Onların değer yargılarını, eğitim düzeylerini, inaçlarını,
kültürlerini, duygu ve düşüncelerini, bilgi ve becerilerini araştırması
gerekmektedir. Böylece amir, yerine getiremeyeceği bir görevi astına vermez,
ast da olumsuz yanıt alacağını bildiği bir isteği üstten taleb etmez.
3.3.İŞE VE
ÇEVREYE UYMA
Çalışma hayına
ilkkez başlayanlar için kuruluşun ortaya koyduğu kurallara uygun davranış
gösterme, diğer çalışanlarla iyi ilişkiler kurabilme, işletmede görev
değişikliği yapan personel için bigi ve beceri eksikliğini giderme, işletmeye
bağlılık duygusunu geliştirme, işten ayrılmayı azaltma, yanlış anlamaları önleme
amacıyla yapılan faaliyetlerin tümü işe ve çevreye uyum olarak ifade
edilebilir.
İşe yeni alınan
personeli işe ve çevreye alıştırırken kendilerini rahat hissetmelerini sağlamak
gerekir, onları sıkıştırmak gergin olmalarına sebep olur. İnsanlar gergin
olduklarında öğrenemezler. Anlamadıkları şeyleri kendilerini suçlu ve
beceriksiz hissetmeden sormaları teşvik edilmeli.
İşletme içinde
yeri değiştirilen personelin de yeni işini öğrenmesi amcıyla eğitim vermeyi
unutmamak gerekir. Bunların işletmeyi tanıması gerekmemektedir, fakat yeni
bölümü ve işi tanımaları gerekmektedir. Aynı işi yapan başka işletmeden
gelenlerede, işletmede iş yötemlerinin nasıl işlediğini öğretmek ve eğitmek
gerekmektedir. Çünkü önceki işletmede ki yöntemleri unutmak ve değiştirmek zor
olacaktır.
3.4.ORTAK
AMAÇLI KURULUŞLAR
Ortak amaçlı
kuruluşlar, çalışanların işyeri tarafından karşılanmayan bazı ihtiyaçları için
kendi gayret ve harcamaları ile oluşturdukları kuruluşlardır. Çalışanlar,
çalışma saatleri dışında bu kuruluşlarda bir araya gelirler. Ortak amaçlı
kuruluşlar, üyelerinin ihtiyaçları dışında çeşitli sosyal, ekonomik, kültürel,
siyasi ve ailevi ilişkilerin kurulmasını sağlar. Örnek olarak; yapı
kooperatifleri, yardımlaşma sandıkları, sendikalar sayılabilir.
4.DIŞ
İLİŞKİLER
Bir işletmenin
faaliyetini sürdürebilmesi için diğer kişi ve kuruluşlara ihtiyaç vardır.
İşletmenin kuruluş amaçaları insanların ihtiyaçlarını karşılamktır. Bu
ilişkilerin önemli bir kısmını müşterilerle olan ilişkiler oluşturur. Diğeri
ise ortaklarla olan ilişkilerdir.
4.1.MÜŞTERİLERLE
İLİŞKİLER
İşletmelerin
ürettikleri mal veya hizmeti alan kişilere Müşteri denir. İnsanlar
işveren, üretici olsa bile tüketici olduklarından dolayı aynı zamanda
müşteridirler.
Artan rekabet
koşulları, pazar paylarının azalması gibi unsurlar artık işletmeleri
müşterilerin beklentilerini karşılamaya yöneltmiştir ve müşteri hizmeleri ön plana
çıkmıştır. Yapılan araştırmalarda müşterilerin umdukları ile buldukları
arasında farklar olduğunu göstermiştir. Müşteri hizmetleri bu farkı kapatmayı
amaçlamaktadır.
Bir çok iş
kolunda müşterilerle direk ilişkiler kuran personel önemsenmezken günümüzde
profesyonel iş yapan işletmeler bu personelleri eğitimli, konuşması düzgün, iyi
görünüşlü, kıyafetlerinde özenli kişileri tercih etmektedirler. Çünkü müşteri
kendini iyi hissettiği, önemsendiği işyerlerini tercih etmektedir. Müşteriler
kendine iyi davranılan, dürüst ve güleryüzlü personelin bulunduğu işyerlerini
sürekli tercih etmekte ve çevresine de tavsiye etmektedir. Fakat bunun yanında iyi
eğitimli müşteri temsilcileri müşterilerini tam ihtiyaçlarını karşılayacak
ürünlere yönlendirmelidir. Unutulmamalıdır ki müşteri bir defa aldatılır.
4.2.ORTAKLARLA
İLİŞKİLER
Küçük
işletmelerin dışında, çok ortaklı büyük işletmelerde ortaklarla ilişkiler dış
ilişkiler olarak kabul edilir. Bu işletmelerde ortaklar birbirlerini,
çalışanlar ortakları tanıma imkanları zor olduğu için, ortakların ve
çalışanların iyi ve güzel ilişkiler kurması ortak amaçları gerçekleştirmek için
önemlidir.
REKABET
Rekabet aynı
amaca ulaşmak isteyenlerin aralarında yaptıkları mücadeleye denir. Rekabette
kimlere ve neye karşı rekabete girildiğinin bilinmesi zorunludur. Rekabet
edebilmek için kendimizin ve rakiplerimizin, güçlü ve zayıf yönlerini bilmek
gerekir. Bir rakibin tanınması bir müşterinin tanınması kadar önemlidir.
İletmeler
faaliyette bulundukları sektörlerde başarılı olabilmek için rakiplerinin gücünü
ve zayıflıklarını bilmek zorundadır. İşletmenin başarılı olabilmesi için şu
soruların cevaplarını verebilmesi gerekir:
-
Rakipler kimlerdir?
-
Faaliyet alanları nelerdir?
-
Kuvvetli ve zayıf yanları nelerdir?
-
Mal, hizmet ve fiyat kalitesi nasıldır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder